Salı, Mayıs 26

Mammografiden Kaçarken,Baz İstasyonuna Tutulmak

Öncelikle "Mammografi nedir?" "Baz İstasyonu nedir?" onları araştırdım ve istedim ki bilmeyenler varsa bu hikayede bahsedilenlere yabancı kalmasınlar.

Mammografi: Özel bir çeşit X-ray göndererek göğüs kanserinin erken tespitinde kullanılan bir çeşit tanı koyma işlemidir.

Baz İstasyonu: Yüksek yerlere yerleştirilen ve radyo sinyaleri ile iletişim kapsamını genişletmeye yarayan anten.

Bundan bir ay önce idi annemi aradım çünkü o gün "mammografi" için doktora gidecekti.Ben biraz hastalık hastasımı dersiniz, pimpiriklimi dersiniz o cinsden bir insanım ve tabiki annemin doktora gideceği tarihi aklımda tuttum ve o gün ne oldu ne bitti öğrenmek için annemi aradım. Aramızdaki diyolog şöyle gelişti;

Ben: Aloo, napıyon anne?

Annem:
Hiiiççç, iyiyim. Şimdi pazardan geldim,yorulmuşum(genelde dışarı herhangi bişey için çıktımı pazarada uğrar).

Ben:
Ne oldu mammografi sonucu?

Annem:
Gitmedim.

Ben:
Niye yaa?

Annem:
Amaann, televizyonda birsürü insan diyo, ondan yayılan ışınlar kanser yapıyo asıl diye.Sıksık çekilmeyin diyolar.Bir şikayetim yok benim. Ben üç sene önce gitmişdim, hem bak M.Teyzen(M.Teyzem annemin en iyi arkadaşı) hiç gitmemiş daha, hiçde bişey olmuyo.Hem M.Teyzen dedi ki; amaan arkadaşım gitme onun ışınlarıda kanser yapıyo diyolar,hem sizin sülalede yok kimsede gögüs kanseri. Gitme boşver,boşuna alma ışınları.

Ben
(bütün sinirlerimin tepeme çıkmış hal ile) : İyi oldu anne..Sen bunlara inanıyon öylemi yani.Yaa sen böyle cahil işlere inanmassın, ne oluyo sana yaa.Nasıl inanıyosunuz bunlara, şikayetin olmuyo zaten, o yüzden gidip orda varsa bişey görücekler işte. Sen kendin söylüyodun bunu, ne oldu sana.Bu gidişle herkes ota, çöpe inanacak, onu için, bunu yiyin, gece yatarken şuranıza,buranıza bilmem ne yaprağı yapıştırın, hiç bisey olmazsanız, ne kanser ne bişey.Bunlara mı inanmaya başladınız?

Annem:
Yaa, aslından ben inanmam öyle şeylere biliyon,yani bilim varken ama ne bileyim işte.O zaman ben gideyim şimdi. Öğleden sonra vermişlerdi sırayı yetişirim aslında.Gideyim mi şimdi o zaman? (Telaşlandı biliyo yaa yanlış yaptı, biride söyledi şimdi.Telaşı arttı:-)

Ben:
İyi o zaman hadi kapatıyom.Çabuk git.

Annem:
Tamam.Hadi görüşürüz.

Ben:
Görüşürüz.

Sükür ki, annemin mammografi sonucunda bişey çıkmadı ve şuan kendi içi de, benim içim de rahat.Gitmeseydi, gitmedim aslında gitmeliydim diyecekti bundan eminim çünkü her kadının belli bir yaşdan sonra bu risk altında olduğunu o da biliyor. Bir, iki gün önceki diyalogumuz;

Ben: Aloo, napıyon anne?

Annem:
İyiyim. M.Teyzene gittim bugün.Şimdi geldim daha.

Ben:
Napıyo? İyi mi?

Annem:
Sorma, evlerinin yakınına "baz istasyonu" kurulacakmış.Onun yaydığı dalgalar uzun dönemde kanser yapıyomuş. Mahallede imza topluyolar komşuları ile, yoğun yani bu aralar. Araştırmışlar komşuları ile, diyolar ki; şehrin heryerinde varmış bu istasyonlardan.Hatta bir kadın dört sene bu antenlerden biri ile yaşamış. Anten evinin çatısındaymış, haberi bile olmamış.M.Teyzen diyo ki"arkadaşım valla şans eseri yaşıyoz".

Ben
(Tutamayıp kahkahayı salıveriyorum): Desene "mammografiden kaçarken, baz istasyonuna tutuldu":-).

Annem
(Gülüyor): Öyle yaa.Güleriz ağlanacak halimize.

Ben:
Eee, işte görüyon gidip kontrol olmakda fayda var, başka durumlardan dolayı risk altında olabilirsin.Gidip erken teşhis olmak var.

Annem:
Öyle, öyle tabi.

Annemle ile yaşadığım bu diyologdan yola çıkarak daha iyi anladım ki, kesinlikle kültürümüzde bağlı olduğumuza gruba inanış hakim.Yani, komşumuzun, arkadaşımızın dediği bazı şeyler kendi doğrularımızın hatta bilimin ilimin önüne geçiyor ve hatta ve hatta, araştırmadan bize söylenildiği gibi inanmayı tercih ediyoruz. Bende kendimce bu iki konuda olabildiğince bilimsel ve doğru bilgilere ulaşmaya çalışdım ve sizlerle buradan paylaşmak istedim.
  • Baz istasyonları konusunda henüz kanser yaptığına dair kesinleşmiş ve bunu doğrulayan bilimsel bulgu olmadığı söyleniyor.Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) sayfasına göre bu antenlerin radyo frenkansları (RF) yaydığı ve zayıf RF lerin insan sağlığını tehdit eden herhangi bir bilimsel bulgu olmadığı söyleniyor.Fakat bazı sitelerde bu istasyonların UHF ışınları yaydığı söyleniyor. Hukuken, insanların bu baz istasyonlarını yaşam yerlerine yakın yerlerde kurulmamasını istememe hakları vardır deniyor. Bu bilgi kirliği içinde bu konuda kesin birşey söylemek bana düşmez.
Göğüs Kanseri her kadının korkulu rüyası ve birçoğumuz yüzleşmekden korkuyoruz çoğu zaman.Annemin yaptığı da buydu belkide bilinçaltından, aslında kendisi bu konularda oldukça bilinçli ve bilgilidir.Tabiki bundan kaçarak kurtulamayız. Eğer yeterince bilgiye sahip olup, gereken önemleri alırsak erken teshiş sayesiden hayatımızı daha sağlıklı ve içimiz daha rahat olur.Bu konuda kendimce bazı araştırmalar yaptım ve buradan paylaşmak istedim. Aşağıdaki bilgiler Amerikan Yiyecek ve ilaç Yönetmeliği (FDA) sayfasından ulaşılmışdır(Dünyada hiçbir ilaç veya tedavi bu yönetmelikden geçmedikçe insan sağlığı için kulanılamıyor genelde.Bu açıdan güvenilir bir kaynak).
  • Mammografi 40 yaşını aşmış her kadın için tavsiye edilir herhangi bir şikayet ve belirtisi olmasa bile.
Kimler risk altındadır FDA tarafından şöyle tanımlanmış;
  • Anne veya kızkardeşlerinde göğüs kanseri görülmüş kişiler
  • Genlerinde kesin olarak bu göğüs kanseri geneni taşıyanlar (Bu gen Doğu Avrupalı Yahudi kökenli ataları onlarda daha sık rastlanmaktadır)
  • İlk regl dönemini 12 yaşın altında yaşamaya başlayanlar
  • Regl dönemi 50 yaşın üstünde bitmiş olanlar
  • Hayatında hiç çocuk sahibi olmamışlar veya 30 yaşın üstüdeyken ilk çocuğuna sahip olmuş olanlar
  • Gögüs bölgesinden daha önce radyasyon içeren tedavi görmüş olanlar
Yukarıda da belirtiğim gibi özellikle 40 yaşını aşmış her kadın bu konuda önlemi almalıdır. Ayrıca FDA resimli olarak kendimizi nasıl kontrol edebilceğimizi de açıklamış.Aşağıdaki gibi kendimiz zaman zaman kontrol edebiliriz.

Öncelikle aynaya bakarak göğüsde herhangi bir değişiklik olup olmadığına bakılmalı.Göz önünde bulundurulması gereken değişikler şöyle sıralanmış;
  • Göğüs ucundan herhangi bir sıvı gelmesi
  • Gögüs ucunda normal olmayan değişikler
  • Göğüs etrafındaki ciltde normal olmayan değişikler
Eğer önlemlerimiz alırsak kadınların korkulu rüyası olan göğüs kanseri ile daha bilinçli başa çıkabiliriz.

Herkese sağlıklı günler..



Pazartesi, Mayıs 11

Bit Pazarına Nur Yağmış, Eskiye Rağbet Artmış

Tüketmeyi seviyoruz hatta tüketemeyeceğimizden daha çok alıyoruz. Herşeyimiz yeni, şıkır şıkır modaya uygun olsun istiyoruz.Buzdolabımız dolsun taşsın, hatta yiyemeyeceğimizden fazlası dolabımızda olsun istiyoruz. Sonuç; modaya uygunlar iki ay sonra modası geçmiş olarak dolaplarda makus talihlerine bırakılırken, buzdolabındakileri de çürütüp atıyoruz.Bu huyumuzu son zamanlarda daha iyi anladım. Pazar günü İngilizlerin "Carboot sale" dedikleri, bana göre bizim "bit pazarının nur yağmış" durumundaki ikinci el pazarına gittim.Doğrusunu söylemek gerekirse bu kadar eğleneceğimi düşünmüyordum. O bölgede yaşayan bütün mahalleli toplanmış eskilerini, artık evlerinde görmek istemedikleri neleri var, neleri yoksa çıkarmış satıyorlardı. Kıyafet, elektronik eşya, kitap, biblo, kap kacak yani bizim dolaplardaki makus talihlerine bırakılmış olan neleri var, neleri yoksa oraya getirmiş ,talipleri için bekletiyorlardı. Talepde küçümsenmeyecek boyuttaydı, neredeyse bütün mahalleli oradaydı. Özellikle çocuklarını almış gelmişlerdi çünkü çoğu aile çocuklarının eski oynamadıkları oyuncakları ile çocuklarına artık küçük gelen kıyafetlerini satıyorladı ki bu çok hoşuma gitti. Çocuklar çabuk büyüyor, kıyafetleri çabuk küçülüyor ve kendilerine ait oyuncaklardan çabuk bıkıyorlardı ve komşunun çocuğunun oyuncağına göz dikiyorlardı. İşte pazar günü mahallenin büyüklerine olduğu kadar, küçükleri içinde büyük bir fırsattı. Kimi ailesine yardım edip, kazandığı para ile komşunun kızının eski barbie bebeğini almayı planlarken, kimisi de oradan oraya koşuyor nereye bakacağını şaşırmış durumda eğleniyordu.


Dogrusu bende çocuklar gibi şendim, volkswagen şekilde eski model karavan şeklinde tuzluk takımı ile, vosvos araba şeklinde kurabiye kabı aldım. Eve gelip internetten baktım ve aldığım bu şirin üçlü, internette aldığım fiyatın tam üç katına satılıyordu.Vosvos sevdalısı kolleksiyon sahipleri bu üç parça için hiç de küçümsenmeyecek bir fiyat ödeyebilirdi. Tam anlamıyla "bit pazarına nur yağmış, eskiye rağbet artmışdı":-)

Justify FullBu konuda biz neler yapabiliriz, daha az tüketerek, daha az para harcayarak (ki şu ekomik kriz ortamında hepimiz için önemli), hem sevinip hem de nasıl karlı cıkabiliriz diye düşündüm ve kısa öneriler, bazı bilgiler topladım. Aşağıdaki önerileri ve bilgileri kullanarak sizde bit pazarına nur yağdırabilirsiniz;

1) Öncellikle internet üzerinde ikinci el eşyalar alabilir hatta açık artırmalara katılabilirsiniz. Mesela yurtdışında bulunanlar için www.ebay.com, Türkiye bulunanlar için www.gittigidiyor.com bu konuda güvenli alışveriş sayfaları.
2) Özellikle İngiltere'de bulananlar için bölgelerindeki carboot sale (yani bizim bit pazarının nur yağmış hali:-) alanlarını bulmaları için www.carbootjunction.com'u önerebilirim.
3) Türkiye için araştırdım fakat bit pazarlarının nerelerde olduğuna dair sağlıklı bir bilgiye ulaşamadım. Sanırım bizim eski bit pazarlarına rağbet kalmamış.Eğer bölgesinde bit pazarlarını, ikinci el eşya satan yerleri bilenler varsa buradan paylaşırlarsa çok güzel olur.
4) Son olarak bir öneri daha ve sanırım bunu herkes kolaylıkla yapabilir. En yakın arkadaşımızla onun artık bıkmış olduğu eşya veya kıyafetleri ile bizim bıkmış olduklarımız değiş, tokuş yapabiliriz. Ya da en yakın yardım kuruluşuna bizim dolaplarda hala yeni yeni duran kıyafetlerimizi bağışlayabilir, o gün iyi bir şey yapmış olamanın ve başkalarına yardım etmiş olamanın verdiği mutlulukla günümüzü güzel yapabiliriz..

Perşembe, Mayıs 7

Hoşgeldiniz


Efendim,öhö,öhöö 'Hoşgeldiniz, Hayata dair ufak bilgilere'.Efendim bendeniz, son zamanlarda blog işine merak sarmışlardanım. Belirtmek isterim ki, teknolojinin bu hızına birkez daha hayran kaldım.Bu kadar basite indirgenerek, bendeniz teknoloji özürlü bir insanı dahi yola getirip bu işe merak sarmasına sebeb olan, basit bir iki tıklama sonucu kendine ait bir yeri olmasına olanak veren (sanal alemde de olsa) ve teknolojinin bu aşamaya gelmesine katkısı olan tüm insanlara huzurlarınızda teşekkür ederim.

Fakat şuanda içinde bulduğum zorlu durumda teknolojinin bir parçası ve bahsetmeden geçemeyeceğim. Efendim, kullanmış olduğum bilgisayarın klavyesi İngilizce ve Türkçe karakterlerden mahrum, suanda gerçekten insanın sabırnı zorlayan bir durumda bu yazıyı yazıyorum.Niye diyeceksiniz şöyle ki, klavyenin üzerinde bulunan iki nokta üst üste isaretinden 'ş' harfine, parantez isaretinin yazının sol tarafını kapatmak için tıkladığımız yerinden 'ğ' harfine, sağ tarafını kapatmak için tıkladığımız yerinden ise 'ü' harfine ulaşılmakta. Aslında nokta işareti gibi görünen bir 'ç' harfi, virgül gibi görünen bir 'ö' harfine sahip olan bir klavyem var artık. Diğerlerini sayamacağım çünkü yazı gittikçe uzayacak ve bendeniz alışık olmadığım yerlerdeki harfleri bulmaya çalışarak sabrımın sınırlarını zorlamakdayım. Bir 'ç' harfi için bütün noktalama işaretlerine basarak, bir iki sefer kaçırdıktan sonra anca yakalayıp ezberime alma çabam,beni çıldırtma noktasına bir adım daha yaklaştırmak üzere.

Bu nasıl oldu onu anlatayım kısaca ve böylelikle bu blogun açılış amacına da ulaşmak açısından, hayata dair ilk ufak bilgiyi de vermiş olayım; efendim, benim bu blogu Türkçe yazma ısrarım elbette ki, bilgisayarımın klavyesinde olmayan Türkçe karakterlerin zarüretini doğurmuş oldu. Bunun üzerine kısa bir araştırmadan sonra Türkçe karakterlerden mahrum olan klavyenize, Türkçe karakterleri nasıl ekleyebileceğinizi sonunda buldum ve sizlerle paylaşmakdan büyük bir sevinç duymakdayım (özellikle benim gibi teknoloji özürlü olup fakat teknolojinin girdabına artık bir kere kapılmış olan ve bu girdapda sürüklenen arkadaşların işine yarayacağını umuyorum)

Hayata dair ufak bir bilgiyi aşağıda adım adım görebilirsiniz;


1. Start (Başlangıç) gidiniz
2. Control Panel’ine (Kontrol Panel) tıklayınız
3. Regional and language options (Bölge ve dil seçeneklerini) bulunuz
4. Keyboard and language (Klavye ve dil) tıklayınız
5. Change Keyboard (Klavye değiştir) tıklaynız
6. Turkish (Türkçe) bulunuz
7. Tercihe göre F veya Q klavye olarak add (ekle) butonuna basınız

Ve işte artık sizinde Türkçe karakterleri olan bir klavyeniz var. Yukarıda verilen bilgide İngilizce terimler geçmesinin sebebi, genelde bilgisayarı İngilizce klavye ve İngilizce program ile kullanan arkadaşların başına daha çok gelebileceğini düşünmemdendir, kendimden yola çıkarak.

Herşeyden önce bu bilgiyi kullanarak, Türkçe karakterlere kavuşmuş klavyeleriyle birşeyler yazacak arkadaşlara sabırlar diliyorum. Bu ufak zorluklara teknolojinin ufak cilveleri diyerek, ’Hayata dair ufak bilgilere’ tekrar ’Hoşgeldiniz’ diyorum.
Sürçü lisan ettimse affola, yeni alışmakta olduğum Türkçe karakterli klavyeme verile..