Pazar, Haziran 7

Bardaklar Bizimse, Neden IKEA Bizim Değil

Ne zamandır bir IKEA'ya gitsem diyordum.Dün nasip oldu sonunda uzunca bir niyetlenmenin ardından.Tabiki ne almaya niyetlendikde gittik,nelerle geri döndük, ne siz sorun ne ben söyleyeyim.Asıl niyet yatağa çarşaf almakdı ama küçük vazoda üç yapma çiçek, iki sandelye minderi, altı su bardağı, üç çukur kase, ıvır zıvır koymak için iki plastik kutu gibi bişey (düşünün artık aldığım şeyin adını bile bilmez duruma gelmişim:). Sonunda tabiki iki çarşaf, o iki çarşaf doğurdu orda sayemde, dörtte nur topu gibi yastık kılıfı verdi bana.Daha bıraksan alırdım da malum ekonomik durumlar ve taşıma problemi.

Bunlar hep o evdeki IKEA yatak yüzünden oldu.Şöyle ki, yatağın boyutları saçma sapan,
heryerde o boyutlarda çarşaf bulmak zor hatta imkansız gibi.Sadece IKEA'da bulmak mümkün. Bu bilerek isteyerek IKEA tarafından yapılmış bir strateji bence, yatağı alıyorsun ve IKEA'ya muhtaç duruma düşüyorsun.İnsanı oraya getirtiyorlar mecbursun yaa çarşaf için hani, sonra benim gibi şuurunu kaybettiyorsun çünkü kadını cezbeden birsürü ev eşyası var.Sonuçta kadını ne aldığını bilemez hale getiriyorsun gerisi artık gelsin paralar.Durum bu yani. Böyle dediğime bakmayın seviyorum orda olmayı aslında, herşey var. Ona bak, buna bak zaman nasıl geçiyor anlamıyorsun.Kesinlikle orda kaldığım süre içinde karar verdim anafikir kadınlar ve ev eşyaları.Yuvayı dişi kuş yapıyor en nihayetinde ve sanki IKEA bu atasözümüzü bilmişde girişmiş bu işe.Bir cennet kadın için, yok yok:))

IKEA'nın çok ince düşünülmüş ve çok da başarılı bir işletme modeli olduğuna karar verdim dün. Mesela, birçok aile çoluklu çocuklu orada alışveriş yapıyordu bu haftasonu, dedik işte hedef kitle kadınlar ve tabiki aileler.Buraya kadar herşey normal çünkü her işletme hedef kitlesini iyi belirlemeli ve bunu hemen hemen her işletme yapıyor bu devirde. Ama kaç tane işletme modeli şunu düşünüyor mesela, bu aileler yorgun düşecek alışverişden bu belli çünkü mağaza çok büyük ve çok oyalayıcı ürün var.Bu yorulmuş müşteriyi kaybetmek kolay bıkıp ben gidiyorum diyebilir zaten çoçukla gelmiş.Çoçuk mızır mızır mızırdıyor, acıkdı da zaten, yavaş yavaş kendi karnıda gucurdamaya başladı.Al işte gitti, halbuki bir sürü şey vardı bakılacak kendisini kaybedip adını bile bilmediği şeyleri alacakdı. O zaman hemen bir restaurant yapalım.Mağazanın neresinden başlarsan başla bir şekilde restauranta çıkılsın. Buraya kadar normal hadi gene, düşünülebilir incelikler.Asıl beni şaşırtan bir köşeye mikrodalga bir fırın ve biboran ısıtmak için bir alet konulmuşdu ki, küçük bebeği olan aileler burada çoçukları için yanında getirdikleri yiyeceklerini veya oradan aldıkları sütlerini ısıtabilsinler hatta kavonozlarda bebek mamaları satılan bölüm bile var zaten.Hemen yanına küçük küçük renkli kaşıklar, tek kullanımlık üzerinde sevimli resimler olan çoçuk önlükleri konulmuşdu.Ben şahsen etkilendim bu incellikden.


Şimdi bana biri söylesin kaç tane işletme var ki hedef kitlesini bu kadar iyi anlamış ve memnuniyeti için çırpınmış?Adamlar resmen senin için çırpınıyorum imajını veriyor.İnsana"ayy, ne kadar iyiler bir teşşekür edip çıksak" diyesini getirtiyorlar yani harcadığın parayı gözün görmüyor resmen. Panayır gibi bir yer.Karılı kocalı, çorlu çoçuklu yiyip içip eğlenip çıkıyorsun.Bunlardan önemlisi oradaki insanlara markanın ne kadar da ince olduğu duygusu veriliyor.Düşünün insanın iç sesini orda "ince bir marka ve ben de ince bir insanım. O zaman bana ve evime yakışır bu marka, hem bak misafirperver bir nevi herşeyi yapmışlar bizim için sağolsunlar, bende öyleyim evet kesinlikle burdan bişeyler alıp çıkmalıyım.Hem hesaplı da".Tabiki bu benim ki abartılı ama insanlardaki o sempatiyi bıraktığına inandım ben dün. Valla başkalarını bilmem ama kesinlikle marka bende hoş bir imaja sahip, çoçuğum falanda yok mesela, olsa ev eşyaları ihtiyaçlarım için oraya gidermiyim çoçuğumla, giderim hatta gezmeye bile giderim ve adını bilmediğim bir iki birşey alır çıkarım bu kesin. Bakıldığında maliyetli birçok ayrıntı gibi görünsede, çevreme baktığımda restaurantda birsürü küçük çoçuklu,bebekli ailelerle vardı ve birçoğu çılgın gibi birsürü şey almışdı. Bence kesinlikle o maliyeti kat kat çıkarıyor.

Bilmeyenler varsa diye belirtmek istedim, IKEA bir İsveç markası ve bilindiği üzere İskandinav ülkeler insana ve kadına verilen değer konusunda bayağı ileri memleketler.Ve bu imajı yaratacak bir marka çıkarmaları süpriz değil bence. Düşündüm orada niye bizim böyle bir uluslararası markamız yok diye ve dedim ki, yeterli fabrika, dizayn, logistik veya teknoloji altyapımız yok herhalde ondan.Yoksa çalışacak insan çok yani bir İşveç ile Türkiye'yi kıyaslarsan çünkü birsürü ıvız zıvır en nihayetinde üretilecek hem de birsürü miktarda yoksa neden olmasın dedim ki demez olaydım.Eve geldiğimde çok beğenerek aldığım hatta desenlerini çok ince bulduğum(belki de markanın ince düşünülmüşlüğü ile özdeşleştirdim) altı su bardağından biri ile su içerken altındaki "Made in Turkey" yazısını gördüm ve o an şimdi ne bahanen var bakalım dedim kendi kendime. Gerçekten çok üzüldüm. Kendimi kandırdım altyapı falan yok diye,resmen var bizde de.Hani söylerler yaa televizyonlarda sorunumuz markalaşamamak diye çok iyi anladım.Hala düşünüyorum bizde eksik olan ne, niye adam akıllı markamız yok uluslararası alanda.Şiş kebap, rakıya razıyım, o bile marka değil.Düşünün ki, sadece bir iki IKEA gibi markanız olsa ülkeyi kurtarmışsınız demektir.Niye bunları biz düşünemedik.

Bardaklar bizimse, neden IKEA bizim değil.

Çok üzüldüm çok:(


Not: Resimdeki bardaklar, o bardaklar..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder